Boşanma Davası Açma Süreci
- 13 Mart 2019
- Yayınlayan: Avukat Devrim Bozkurt
- Kategoriler: Boşanma Velayet Nafaka Davaları, Makale & Haberler, Sık Sorulan Sorular

Boşanma kararı verildikten sonra eşlerden biri diğeri aleyhine kanunda yazılı boşanma nedenlerinden birine dayalı olarak boşanma talebinde bulunacaktır. Eşlerin karşılıklı anlaşmaları halinde düzenleyecekleri bir protokolle birlikte mahkemeye müracaat etmeleri halinde ise anlaşmalı boşanma gerçekleşir.
Anlaşmalı boşanma dışında kalan davalar çekişmeli boşanma davası olarak görülür. Ancak davalı eş de boşanmak isteyerek karşı dava açmışsa mahkemece yapılacak iş delillerin toplanmasından sonra kusur oranlarını belirlemekten ibaret olacaktır. Boşanmanın meydana gelmesinde kusuru daha az olan taraf diğerinden, eğer koşulları varsa maddi ve manevi tazminat almaya hak kazanır.
Boşanma sebepleri kanunda yazılarak tüketilmiş olup bu yazılı olan sebepler dışında bir sebeple boşanmak mümkün değildir. Boşanma nedeni olarak; Zina, Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış, Suç İşleme, Haysiyetsiz Hayat Sürme, Terk, Akıl Hastalığı ve son olarak evlilik birliğinin sarsılması nedenlerine dayanılabilir. Şiddetli geçimsizlik olarak bir boşanma nedeni kanunda geçmez ancak Evlilik Birliğinin Sarsılması başlığı altında değerlendirilir.
Aile Mehkemesi Hakimi’nin takdir yetkisi Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimine nazaran çok daha geniştir. Tarafların ikrar ve kabul anlamına gelebilecek söz ve beyanları bağlayıcı olmaz. Özellikle eşlerin 18 yaşından küçük çocukları varsa mahkeme uzman görüşü (psikolog, pedagog gibi profesyonellerden) de alarak çocuğun yüksek çıkarları doğrultusunda hareket etmekle yükümlüdür.
Boşanma kararının alınması ve dayanılacak boşanma sebebinin belirlenmesinden sonra tüm maddi vakalar ve delillerin yazılı olduğu bir dilekçe ile mahkemeye başvurulur. Usule göre dava, cevap, cevaba cevap ve ikinci dilekçelerinin verilmesinden (veya bu dilekçelerin verilmesi için tanınan sürenin geçmesinden) sonra mahkeme tarafları Ön İnceleme duruşmasına davet eder.
Ön inceleme duruşmasında davanın niteliği ve uyuşmazlık konusu olup ispatı gereken vakalar taraf beyanları doğrultusunda hakim tarafından belirlenir. Takip eden duruşmalarda tanıklar dinlenerek deliller toplandıktan sonra incelenemsi gereken başka bir husus kalmamışsa sözlü yargılamaya geçilerek, karar duruşması olarak da adlandırabileceğimiz son duruşma günü belirlenir.
Mahkeme karar duruşmasında tarafların son sözlerini zapta geçerek davanın kabulü veya reddi hakkında kararını açıklar. Aleyhinde karar verilen taraf (davacı veya davalı) Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İstinaf başvurusunda bulunma hakkına sahiptir.