Boşanmada Mal Paylaşımı Nedir?

Evliliğin mahkeme kararı sonrasında sona ermesi ile evlilik birliği süresince elde edilmiş olan malların eşler arasında eşit olarak paylaşılması esasıdır. Mal paylaşımı için açılacak olan dava boşanma davası ile aynı anda açılamaz. Bu davanın kesinleşmesi ve evlilik birliğinin sona ermesi gerekmektedir. İki dava aynı anda açıldığı takdirde ise boşanma davası kesinleşinceye kadar mahkeme tarafından karar bekletilir.

Boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren de taraflar arasında mal paylaşım davası görülmeye başlanır. Boşanan taraflar arasında mal paylaşımı için şu taleplerde bulunabilir;
– Katılma Alacağı,
Katkı Payı Alacağı
– Değer Artış Payı Alacağı

Mal Paylaşımı Davası’nda sadece evlilik birliği kurulu olduğu sürece edinilen malların paylaşımı görülebilir. Evlilik birliğinin kurulmasından önce edinilen malların paylaşımı dava sürecine dahil edilemez. Boşanmadan sonra malların paylaşımı sırasında şu şekilde bir işlem başlar;

İlk olarak her eş kendisine ait olan kişisel mallarını alır, diğer bir ifade ile bu mallar paylaşıma dahil edilemez. İkinci olarak da her eş kendisine ait olan malları geri aldıktan sonra evlilik birliği içinde edinilen edinilmiş mallar her eşe yarısı oranında dağıtılır.

Eşler, kişisel olarak hangi malların kendilerine ait olduğunu evlilik birliği içerisinde aralarında sözleşme yaparak belirleyebilirler. Yapılan bu mal rejimi sözleşmesi ile eşlerden herhangi birisi mesleğini yaparken kazandığı mal varlıklarını veya herhangi bir işletmenin faaliyetinden elde ettiği bir mal varlığını kişisel mal olarak sayarak boşanma sonrasında paylaşım dışında tutabilir. Ancak bu malların kişisel bir mal olduğu iddiasında bulunan kişi bu iddiasını ispatlamak zorundadır. Bunun nedeni evlilik sırasında elde edinilmiş olan malların kişisel mal olmadığı edinilmiş mal olduğu kabul edilmektedir. Bu ispat gerçekleşmediği takdirde mahkeme bu malları da edinilmiş mal olarak kabul eder.

Mal Paylaşımı Davası İçin Süre Aşımı ve Yetkili Mahkeme

Malların paylaşımı için açılacak Mal Paylaşımı Davası ile ilgili olarak Medeni Kanun’da zamanaşımı süresi belirtilmiştir. Buna göre boşanma kararı kesinleştikten itibaren 10 yıl içinde Mal Paylaşımı Davası’nın açılması gerekmektedir. Bu 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra bu şekilde bir dava açılması mümkün olmamaktadır.

Bazı boşanma davaları uygulamada uzun bir süreçte gerçekleşebilmektedir. Bu şekilde oluşabilecek bir zamanaşımı, boşanma davası sürerken açılabilecek bir mal paylaşımı davası ile bertaraf edilebilmektedir. Çünkü mahkeme mal paylaşımı davasını görebilmek için baştan boşanma davasını sonuçlandırmak zorundadır. Bu da zamanaşımını öteleyebilmek anlamına gelmektedir.

Mal Paylaşımı Davası’nda Görevli ve Yetkili Mahkeme 4787 sayılı yasa ile kurulmuş olan Aile Mahkemeleri’dir. Açılacak olan davanın hangi Aile Mahkemesi’nde görüleceği ise şu şekilde belirlenir; Eşlerden birinin vefatı halinde, vefat eden eşin son ikametgahı olduğu mahkeme, yetkili mahkemedir. Evlilik mahkeme kararı sonrasında sona erdiği takdirde ise boşanma davasına bakan mahkeme yetkili mahkeme olarak belirlenir. Bu durumların dışında ise davalı olan eşin ikametinin bulunduğu mahkeme mal paylaşımı davasında yetkilidir.

Anlaşmalı Boşanma Davası ile Mal Paylaşımı

Anlaşmalı boşanma davalarında, eşlerin kendi iradeleri ve isteklerine göre mal paylaşımı yapılabilmektedir. Eşler, aralarında düzenleyecekleri bir protokol ile isterse mal varlıklarını yarı oranda, isterlerse de aralarında belirleyebilecekleri bir oranda da paylaşabilirler.

Düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolüne göre mal paylaşımı davası açılmayacaksa, feragat beyanının bu protokole açıkça yazılması gereklidir. Bu protokolde mal paylaşımı ile ilgili herhangi bir ibare bulunmadığı takdirde. Eşler anlaşmalı boşanma davası sona erdikten itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde tekrar mal paylaşımı davası açabilmelerinde hukuken bir sakınca yoktur.

Zina veya Aldatma Halinde Açılacak Olan Mal Paylaşımı Davaları

Zina veya aldatma halinde açılacak olan boşanma davaları Medeni Kanunu’nun 161. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre yetkili Aile Mahkemesi’nin, aldatma nedeni ile bir evlilik birliğinin sona ermesi karar vermesi halinde mal paylaşımı şuna göre yapılır;

– Boşanma kararı verilmesinde kusuru bulunan eşin katılma alacağı komple olarak ortadan kaldırılabilir ya da hakkaniyetli bir şekilde uygun görülecek bir orana azaltılabilir.

– Eşlerin birbirlerinden olan katkı payı alacakları ise, aldatma sebebiyle ortadan kaldırılamaz. Buna göre eşlerden biri diğerini aldatmış olsa bile diğer eşinin malvarlığı üzerinde yaptığı katkıyı mal paylaşımı sırasında mahkemeden isteyebilmektedir.

Avukat Devrim Bozkurt

Kadıköy / İstanbul – Türkiye



Yazar: Avukat Devrim Bozkurt
Avukat Devrim Bozkurt 1998 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. 2000 yılından bu yana İstanbul Barosuna 23961 sicil numarası ile kayıtlı serbest avukat olarak çalışmaktadır. Avukatlık mesleğine kendisine ait DB Hukuk Bürosunda gerçek ve tüzel kişilere yasal danışmanlık ve dava takibi gibi hukuk hizmetleri vererek devam etmektedir.