Vergi Mahkemesi Görev Ve Yetki Alanları Nelerdir?
- 26 Kasım 2019
- Yayınlayan: Avukat Devrim Bozkurt
- Kategoriler: İdare Ve Vergi Hukuku, İlgi Alanları, Makale & Haberler, Sık Sorulan Sorular, Vergi Davası
Kişilerin ve kurumların ödemekle yükümlü oldukları vergiler, harçlar ve vergi daireleriyle olan tüm uyuşmazlıkları konusunda görevlendirilen mahkeme, vergi mahkemesi olmaktadır. İptal ve tam yargı davalarının tümüne bakmakla olan vergi mahkemelerinin görevi İdari Yargılama Usulü Kanunun 1. maddesinde düzenlenmiştir. Yasalara göre vergi mahkemelerinin görevini kapsadığı alanlar itibariyle özel mahkemeler olarak kabul edilmesini sağlamıştır. Ayrıca vergi mahkemeleri ilk derece mahkeme statüsünde yer almaktadır.
Genel görevli mahkemeler olarak işleyen idare mahkemeleri genel görevli mahkemelerdir. O yüzden vergi mahkemesinin idari davalara bakması yargı usulüne göre uyuşmazlığa sebep olacaktır. Mali konularda benzerlik gösteren davalarda başvuru sırasında yapılan hatalar, bu uyuşmazlığa sebep olmaktadır. Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında kanunun “Genel Mahkemeler”de görüleceğini bildirdiği bazı davaların Asliye Hukuk Mahkemelerinde görüldüğünü de unutmamak gerek.
Vergi mahkemeleri özel mahkemeler sıfatıya görev yaptığı için, görev ve yetkileri HSK tarafından düzenlenmektedir. 2576 sayılı kanuna göre kurulan vergi mahkemelerinin yargılama alanı, görevler ve yetkiler bu kanuna göre belirlenmektedir. Bu hususta vergi mahkemeleri istinaf ve temyiz kanun yolu incelemelerinde ilk derece mahkemesi görevinde bulunmaktadır. Vergi mahkemesi dışında idare mahkemesi de kendi baktığı alanlarda ilk derece mahkeme statüsündedir.
Vergi ve idari mahkemeler dışında, bölge idare mahkemesi, istinaf görevini üstlenmekte ve Danıştay, temyiz mahkemeleri olarak kabul edilmiştir. Ayrıca Danıştay bazı idari davalarda ilk derece mahkemesi görevlerini de üstlenmektedir. Bu konuda ki görev ve yetki durumları kanun yoluyla düzenlenmiştir. Bu düzenlemeler sonucu vergi mahkemesi görevi nedir sorusunun cevabını kanunlar detayları olarak açıklamıştır.
Vergi Mahkemesinin Görevleri Neleri Kapsamaktadır?
2576 sayılı kanunun 6. maddesinde vergi mahkemesi görevi ve yetkileri açık olarak belirtilmiştir. Bu görev ve yetkiler, vergi mahkemelerinin özel mahkeme oluşundan yasalarda açık olarak belirtilmektedir. Bütçe, il, belediye ve köylerin vergi ödeme yükümlülükleri, resim ve harçlar ile benzeri yükümlülükler mali içerikli olduğu sürece vergi mahkemelerinin görevleri arasında yer almaktadır. Yine zam ve cezaların ekonomik tarifeleri yasalara uygun olarak işlenmektedir. Bu konulara ilişkin davaların tümü yani idare ile ilgili mali olayların devleti ilgilendiren ölçekte vergi mahkemesinin görevleri kapsamında ele alınmaktadır.
6183 sayılı kanun içeriğinde Kamunun alacaklarını tahsil usulü hakkında kanunen yapılması gereken yükümlülükleri inceleyen davalarda vergi mahkemesinin görevleri arasında yer almaktadır. Diğer konuları işleyen mahkemelerin vergi mahkemesinde görülmesi gereken davalar, mahkemenin görevleri niteliğinde yer almaktadır. Yine diğer mahkemelerde vergi ile ilgili yaşanacak uyuşmazlıklarda vergi mahkemesinde görülmektedir. Bu tarz durumlarda da mahkemenin vergi mahkemesinde görülmesi için iki şart gerekmektedir.
Bu şartlardan birincisi; İdari konulu ilk dereceli mahkemede görünen davanın konusudur. Bu konuların vergi mahkemesinin konularını içeren içeriklerde olması gerekmektedir. İkincisi ise mali zorunluluklar, il, belediye ve köylere ait vergi borçlarının görüldüğü konuları kapsamasıdır. Aksi taktirde idari bir mahkeme görünen davada ki konular vergi mahkemesinin konularını içermeden görülmesi durumu söz konusu değildir.
Verginin tarhı, tahakkuku ve tahsilini kapsayan konular vergi dairesi tarafından yapılmaktadır. Bu tarz konularda ceza veya suç işlenme hususlarıyla ilgili davalar idari yargının denetimine tabi tutulmaktadır. Ancak yargının denetimini yapma görevi ise vergi mahkemeleri tarafından üstlenilmiştir. Bu husustan anlaşılacağı üzere, vergi mahkemelerinin baktığı davalar görevleri çerçevesinde iptal ve tam yargı konularında olan davaları kapsamaktadır.
Vergi Mahkemelerinin Görevsizlik ve Yetkisizlik Verdiği Durumlar
İdari mahkemelerin görev yaptığı dava konularında vergi mahkemeleri kendi görev alanına ait olmadığı için davanın görevsizliğine ya da yetkisizliğine karar verme yetkisine sahiptir. Bu tarz konularda vergi mahkemesinin yaptığı işlem, dava konusunu ve içeriklerini Danıştay’a veya görevli idare mahkemesine göndermek olmaktadır. Görevsizlik kararından dolayı vergi mahkemesinin gönderdiği mahkemenin de konuyla ilgili kendi görev ve yükümlülüklerine uymadığı durumlar olduğunda davanın gönderildiği idari mahkemede görev ve yetkisizlik kararı verebilir.
Vergi mahkemesinin ve idari mahkemelerin görevlerindeki uyuşmazlıktan dolayı bir birlerine gönderdikleri yetkisizlik veya görevsizlik kararı bir üst mahkeme tarafından çözümlenmektedir. Bu da mahkemelerin coğrafi koşullarına en yakın bölge idare mahkemesidir. Bölge idare mahkemesine gönderilen davalar, uyuşmazlıktan kaynaklı ise burada çözümlenmektedir. Eğer konu itibariyle uyuşmazlık dışında ise davanın görüleceği mahkeme Danıştay kararıyla çözümlenmektedir.
Görevsizlik ve yetkisizlik kararları Danıştay veya Bölge İdare Mahkemesi tarafından çözümlendikten sonra, konuyu inceleyip karara bağlayacak mahkemeye tebliğ edilir. Bu hususta verilmiş karar kesin yükümlülük taşımaktadır. Aksi taktirde davaların uzaması ve uzun yıllar çözümlenmemesi sorunlarıyla karşılaşılabilir.
Davanın açılması için yatırılan harç miktarı kanunen belirlenmiştir. Bu harç ödemesi idari mahkemenin görev alanı dışındaysa tekrardan açılacak dava için, harç yatırma yükümlülüğüne gerek duyulmamaktadır. Yani görevsizlik sonucu idari mahkeme tarafından görülecek davalarda, başta harç yatırmış davacı taraf harç yatırmasına gerek yoktur.
Vergi Mahkemesinde Yürütmenin Durdurulması Kararları Nelerdir?
Firmaların yada idarenin isminin her hangi bir zarara uğramaması için gibi sebeplerinden tedbir mahiyetinde yürütmenin durdurulması kararları verilmektedir. Bu tarz kararların verilmesinin en büyük sebebi, davanın açıldığı kişinin, dava sonuçlanana kadar her hangi bir zarara uğramasının engellenmesi için verilmektedir. Yani davanın açıldığı kişinin uğrayacağı zararı engellemek için vergi mahkemelerinin yürütmenin durdurulması kararı verme yetkisi bulunmaktadır.
Vergi mahkemeleri dava süresince sonuç elde edilene kadar adil bir yargılama gerçekleştirmek için, mali yükümlünün, mali ödeme zorunlu olduğu miktarların, harçların, vergilerin ödenmesi durumlarının tahsilini kararı verir. Ancak daha önceden ödenmesi gereken vergi borçlarını ödeme yükümlülüğü devam etmektedir. Bu durum 26. maddenin 3. fıkrasından açık olarak aktarılmıştır. Bu tarz konularda vergi ödemesinin tahsilinin devam ettiği konularda, tahsilat işleminden kaynaklı açılan davalarda, ödeme yapma yükümlülüğü kaldırılmaz veya durdurulmaz. Mali yükümlü ödemelerini yapma yükümlülüğe devam eder.
Buradan anlaşılacağı üzere, vergi mahkemelerinde açılan davalarda diğer davalar konularıyla ilgili tahsil işlemleri devam etmektedir. Bu konuda yürütmenin durdurulması için açılacak davalar veya talepler, dava eden taraf tarafından ekstradan talep edilmesi gerekmektedir. Bu durumun hızlanması için, yürütmenin durdurulduğu durumlar ve kararlar ilk olarak incelenmektedir. İncelemeden sonra en kısa sürede karara bağlanır. Bu kararın verilmesi için İdari Yargılama Usulü kanununa göre iki şart gerekmektedir. Ayrıca bu şartların bir birleriyle bağıntılı olarak gerçekleşmesi gerekmektedir.
Bu şartlar; Uygulanacak idari işlemin büyük zararlara sebep olacağının tespiti ve yapılan işlemin doğrudan hukuka aykırı görülmesidir. Bu iki şart bir arada görüldüğü durumlarında vergi mahkemeleri tarafından gerekçeli olarak yürütmenin durdurulması kararı verilir. Ayrıca uygulandığında sonucu yetersiz olan idari işlemlerde, savunma alınıp tekrardan karar verilebilir. Ancak idarenin savunması alınmadan da yürütmenin durdurulması kararı işletilebilmektedir. Bu tarz durumlar kamu görevlileri için geçerli olmaya bilir.
Kamu görevlileri hakkında verilen atama, görev değişikliği veya görevlendirmelerde ki idari işlemler uygulandığında etkisi sonlanacak işlemler kapsamında değerlendirilmez. Hukuken uygulanması zor ve daha sonradan telafi edilmezi kamu görevlisinin hayatını etkileyeceği durumları etkileyeceği için yürütmenin durdurulması kararı verilmemektedir. Yürütmenin kararının durdurulması için bu durumların tam aksi olan şartların belirtilmesi zorunlu olmaktadır. İlgili kamu görevlisini etkileyen kanunun değişmesiyle ilgili bu konuda Anayasa Mahkemesine yapılan başvurularda dahi yürütme kararının durdurulmaz kararı verilmemektedir.
Vergi mahkemelerinin yürütme kararını durdurma kararlarıyla ilgili dava dilekçesi ve eklerin kabulünü yapmaksızın yürütme kararını durdurma talebini reddedebilir. Yürütmenin durdurulması için savunma alınmadan karar kabul edilmeme yetkisi mahkeme görevleri arasındadır.
Yürütmenin Durdurulmasının Reddine Kararları Nelerdir?
Yürütmesinin durdurulması kararına karşı yapılan itirazlar vergi mahkemesinin kararına karşı alınmaktadır. Bu tarz durumlarda konuyla görevli vergi mahkemesinin bölgesinde yer alan, Bölge İdare Mahkemesine kararın verildiği tarih itibariyle 7 gün içerisinde itiraz edilebilir. İtiraz eden edilen vergi mahkemesi ise verdiği kararla ilgili, dosya kendisine geldiği an itibariyle 7 gün içinde itiraz etme hakkına sahiptir.
Eğer yürütmenin durdurulması Bölge İdare Mahkemesince de doğru bulunmuş ise tekrardan reddetme işlemi yapılmamaktadır. Bu durum sebebi de yargı sonuçlarının süresinin uzamasını engellemek için olmaktadır.
Vergi Mahkemesi Kararına Karşı İstinaf Başvurusu Yapılır mı?
Vergi mahkemelerinin kararlarına karşı gerekli zaman içerisinde istinaf başvurusu yapılmaktadır. İstinaf başvuru şartları ise 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanuna göre düzenlenmiştir. Bu kapsamda istinaf eden kişinin uyması gereken şartlar aşağıda ki gibidir;
Ivedi yargılama usulüne göre yürütülen mahkemelerde ve davalarda, istinaf yolu kapalıdır. Yine vergi mahkemelerinin kararının karşısında farklı yollar var ise bu tarz konularda istinaf mahkemelerine başvuruda bulunulmamaktadır. Bu durum kanunda belirtildiği üzere mali cezanın büyüklüğüyle ilgili olmaktadır. Bu hususta 5 bin lira ve altında verilen cezaların istinaf yolu kapalı olmaktadır. 5 bin lira ve altında verilen cezalarda karar kesin olmaktadır.
Vergi mahkemesinin verdiği karara itiraz için istinaf başvurusunda bulunacak kişi temyiz yoluyla kullanılan yöntemleri uygulamaktadır. Aynı şekil ve metot hem temyiz hem de istinaf için geçerlidir.
Bölge İdare mahkemesine istinaf yoluyla itiraz eden kişinin karara karşı aldığı sonuç kabul edilebilir. Yani vergi mahkemesinin verdiği karar hukuka aykırı değilse, Bölge idare mahkemesi itirazı reddeder. Bu noktada alınan ilk derece mahkemesinin yani vergi mahkemesinin kararı kesinleşmiş olur.
Eğer Bölge İdare mahkemesi yapılan itirazı doğru bulursa ya da, vergi mahkemesinin kararını kanuna aykırı bulursa, istinaf başvurusu kabul edilir. Bu durumda Bölge idare Mahkemesinin verdiği karar kesin kabul edilmektedir. Bu hususa karşı ilk derece mahkemesi alınan kararı en hızlı şekilde başka bir bölge idare mahkemesinde itiraz edebilir.
Bölge idare mahkemesinin itirazı kabul ettiği durumlarda, kararın baştan verilmesi için dosyayı tekrardan ilk derece mahkemesine gönderme yetkisi bulunmaktadır. Bu tarz durumda, ilk derece mahkemesinin hakiminin davadan istifa etmesi, yada davada yaşanan uyuşmazlıkta dava farklı bir ilk derece mahkemesine gönderilmektedir.
Bölge idare mahkemesinin verdiği kararlar temyize açık olmadığı sürece kesin olmaktadır. Kesin sonuca bağlanan kararlar, dosyayla beraber ilk kararı veren vergi mahkemesiyle taraflara gönderilmektedir. Bu süreç 7 gün içinde yapılmaktadır. Bir kere istinaf edilip sonuca bağlanmış bir dava aynı kişi tarafından istinaf edilmemektedir.
Vergi Mahkemesi Kararına Karşı Temyiz Başvurusu Yapılmakta mıdır?
İstinaf şartları dışında itiraza açık olan konular hakkında vergi mahkemelerinin kararları temyiz edilebilmektedir. Bu itirazlar sonucu, Bölge İdare Mahkemelerinin ya da Danıştay’ın aldığı kararlar sonucu, kanun yolunda temyiz etme durumu söz konusu olduğunda yapılabilmektedir.
Vergi mahkemesinin aldığı kararın temyiz etme şartlarına uygun ise itiraz edecek kişi 30 gün içinde Danıştay’a temyiz etme hakkına sahip olmaktadır. Düzenleyici işlemlere karşı olan davalarda iptal konularında ve konusu 100 bin liranın üstünde olan davalarda temyiz etme durumu söz konusu olmaktadır.
Danıştay Kararlarına Göre Vergi Mahkemelerinin Görevleri ve Görevsizlikleri Nelerdir?
Vergi mahkemelerinin aldığı kararlara ilişkin, görevleri ve görevsizlik durumlarıyla ilgili bazı örnekler bulunmaktadır. Bunlardan görevleri arasında yer almayan konularda teşvik primiyle ilgili davalar ve vergi işlemi niteliğinde olmayan işlemlerin iptal davaları girmemektedir. Bazı örnek davalarda teşvik primine ilişkin alınan kararın temyiz edilmesi üzerine Danıştay tarafından bozulduğu görülmektedir. Ayrıca maddi olarak vergilendirilemeyen malların hakkında verilen kararların temyizi de Danıştay tarafından davalı lehine sonuçlanmaktadır.
Vergi Mahkemelerinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununa göre dava açma görevi bulunmaktadır. İdari mahkemenin baktığı bir davada da hukuki açıdan doğru olmayan yargılama yapılıyorsa, konu hakkında vergi mahkemesi vergi ile ilgili alanda dava açabilir. Ya da Bölge İdare Mahkemesinin aldığı bir karara itiraz edip, farklı bir bölge idare mahkemesine doğrudan dava açabilmektedir.
İthalat ya da ihracat yapan firmaların mali yükleriyle ilgili davalarına vergi mahkemeleri bakmaktadır. Bu konu hususunda mali yüklere ilişik işlemlerin iptali gibi durumlarda karar verme yetkisine ve görevine sahip olmaktadır. Bu husustaki görevler vergi mahkemelerinin görev alanına girmektedir.
Vergi Mahkemelerinin Görev Alanı Nedir?
Vergi mahkemeleri görev ve yetkileri dahilinde, özel görevli mahkemeler statüsünde yer almaktadır. Bu yargılamanın İdari Yargı düzeninin içerisinde sunulmaktadır. Bu hususta idari yargı düzenine göre görevlendirilen özel mahkemeler yani vergi mahkemelerinin görev ve yetkileri kanunda açık olarak aktarılmıştır. Yasalara göre başka bir ilk derece mahkemenin görevini üstlenme veya karar verme yetkisine sahip değildir. Ayrıca diğer ilk derece mahkemeleri de vergi mahkemesinin görev ve sorumluluklarını yerine getiremez. Bu yüzden vergi mahkemelerinin görev alanları kendileri has olup yasalarca belirtilmiştir.
Yasalar çerçevesinde vergi mahkemeleri, il özel idarelerinin, Belediyelerin ve köylerin yükümlülüğünde olan vergilendirme sistemleri dışında idari alanlarda görev yapamazlar. Ancak vergilendirilebilir alanlar vergi mahkemelerinin görev alanlarına girmektedir. Bu hususlar 3410 sayılı kanında açık olarak belirtilmiştir. Ayrıca 6138 sayılı kamu alacaklarının tahsil kanunun içerikleri de vergi mahkemeleri tarafından üstlenilmiştir. Yani vergi mahkemelerinin görev alanlarına girmektedir.
Vergi mahkemelerinin görev alanlarında ki uyuşmazlıklar Danıştay tarafından çözülmektedir. Danıştay tarafından verilen kararlar bu konuda esas kabul edilmektedir. Vergi mahkemelerinin görev alanlarına giren konular hakkında karar verme yetkisine sahip olduğu gibi, mahkeme kararınca uyuşmazlıklarda yargılamayı yapacak mahkemenin görevlendirmesini de Danıştay vermektedir.
Vergi mahkemelerinin yürütmenin durdurulması lehine verdiği kararlarda itiraz merci Danıştay olmaktadır. Ayrıca vergi mahkemelerinin yürütmenin durdurulması kararları bağlı olduğu şartlara göre düzenlenmektedir. Bu şartların uymadığı durumlarda yürütmenin durdurulması işlemleri gerçekleştirmez.
Bu hususlarda, vergi mahkemelerinin görev alanları yasalarca belirlenmiştir. Bu alanların dışında ki idari konulara vergi mahkemeleri bakma yetkisine sahip değildir. Alanlar dışında oluşacak uyuşmazlıklar, Danıştay veya bölge idare mahkemesi tarafından çözüme bağlanmaktadır.
İdarenin Haksız Tahsil Ettiği Paraların İstirdatı Davasında Görevli Mahkeme Hangisidir?
İdarenin haksız kazanç ede ettiği paranın istirdatı davaları tam yargı sistemine girmektedir. Bu tarz davalar vergi mahkemelerinin görev alanına girmektedir. Eğer bu tarz davalar idare mahkemesine açılmışsa, Danıştay ya da bölge idare mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilip, bu davanın vergi mahkemelerine görevlendirilmesi söz konusu olmaktadır.
2577 sayılı kanuna göre idari dava türleri ve idari yargının yetkisi kapsamında yetki alanlarında ki sınır dışında kalan mali konulu davalar vergi mahkemelerinin görev alanında olmaktadır. Bu davalar tarafların yaptıkları idari sözleşmeden kaynaklı oluşmuş olabilir. Sözleşmelerde tarafların anlaşmazlığının giderilmesi için mali konulu davalarda vergi mahkemeleri tarafından yürütülmektedir.
Tam yargı davaları vergi mahkemelerinin görev alanlarında yer almaktadır. O yüzden bir tam yargı davasının oluşması için şartlar gerekmektedir. Bu şartlar içerisinde maddi eylemlerde kişisel hakların ihlal edilme durumları mevcut olması gerekmektedir. Ayrıca sebepsiz zenginleşme durumlarının önüne geçmek için bu konuda kanun yolu ile sınırlandırılmıştır. Bu sınırlandırma kapsamında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 77. maddesi esas kabul edilmektedir.
Avukat Devrim Bozkurt
Kadıköy / İstanbul – Türkiye