Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davası Nedir?
- 12 Eylül 2019
- Yayınlayan: Avukat Devrim Bozkurt
- Kategoriler: Borçlar Hukuku, Makale & Haberler, Sigorta Hukuku
Trafik Kazası Nedeniyle Tazminat Davası
Trafik kazası sonucu açılabilecek olan maddi ve manevi tazminat davası, en az bir adet motorlu aracın katılacağı bir kazadan ölüm, yaralanma ile bedensel zararlar ile üçüncü tarafların sahip olacağı ev, araba, arazi gibi mal varlıklarında meydana gelen zararların karşılanması amacıyla zarara uğramış olan taraflarca yapılmış olan bu trafik kazasında sorumluluğu bulunan kişilere karşı açılacak bir tazminat davası türüdür.
Trafik kazası tazminatı deyimi, uygulamada hem bedensel olarak hem de mal varlığına gelecek olan zararları ifade etmek üzere kullanılan bir deyimdir. Trafik kazası tazminatının dayandığı hukuki dayanak, Borçlar Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan haksız bir fiil olmasıdır. Trafik kazalarının hukuki olarak haksız fiil olarak nitelenmesinin, zaman aşımı, mahkeme yetkisi, tazminat miktarı gibi konularda pek çok neticesi bulunmaktadır.
Trafik Kazalarında Dava Zamanaşımı Süresi
Trafik kazası sebebi ile tazminat davası açılmasından önce, dava açma süresinin ne zaman başladığına ve ne zaman sona erdiğine dikkat edilmesi gerekmektedir. Trafik kazası ile ilgili olarak açılacak olan trafik kazası tazminat davasında, trafik kazasının olduğu tarihte, yani haksız fiilin vuku bulduğu tarihte zaman aşımı başlar. Trafik kazalarında tüm haksız fiillere uygulanmakta olan iki zamanaşımı süresinden hangisi davacı lehine ise, o zaman aşımı süresi yürürlüğe konur.
Bu zamanaşımı sürelerinden ilki Tazminat Davası Esas Zaman Aşımı Süresi’dir. Buna göre trafik kazası sebebiyle haksız fiile uğrayan taraf, zararı ve faali öğrendiği tarihten itibaren iki yıl içinde tazminat davasını açmak zorundadır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, olayın gerçekleştiği tarih değil, zarara uğrayan tarafın bu durumu öğrendiği tarihtir. Yani zarara uğrayan taraf, trafik kazasının gerçekleştiği tarihten iki yıl sonra bu durumu öğrenirse bu durumu ispat ederse, zamanaşımı süresi olayın gerçekleştiği tarihten iki yıl sonra başlar. Ancak, zarara uğrayan taraf, olayın faalini ve zararı her ne kadar geç öğrenirse öğrensin. Dava zaman aşımı süresi olayın vuku bulduğu tarihten itibaren 10 yılı geçemez.
Zaman aşımı sürelerinden ikincisi ise Ceza Zaman Aşımı Süresi’dir. Buna göre de, trafik kazası sonucunda herhangi bir suç işlendiği takdirde, ceza zaman aşımı süreleri de uygulanmaktadır. Trafik kazaları sebebiyle yaralanma varsa taksirle insan yaralama suçu, ölüm varsa ise taksirle insan öldürme suçu meydana gelmiş olur. Bu sonuçların gerçekleştiği trafik kazalarında, ceza kanununda o suç için belirlenmiş olan dava zaman aşımı süreleri bu suçlar için de uygulanır. Ceza kanununda bulunan temel dava zaman aşımı süresi geçmiş olsa bile, bu dava devam ediyorsa, ceza devası sürdüğü müddet boyunca, herhangi bir bir zaman aşımı süresine bağlı kalınmadan da trafik kazası sebebiyle tazminat davası açılabilmesi mümkün olmaktadır.
Trafik Kazaları Sebebiyle Tazminat Davası Kimler Tarafından Açılabilir?
Trafik kazası sebebiyle haksız fiile uğrayan taraf yaralanmışsa, bu kişinin bizzat kendisi tarafından tazminat davası açabilir. Yaralanan kişi kaza sebebiyle maluliyete uğramışsa, çalışma hayatı süresince uğrayacağı iş gücü kaybı sebebiyle maddi tazminat, yine bu kaza sebebi ile uğradığı üzüntü nedeniyle de manevi tazminat talep edebilir.
Trafik kazası sebebiyle ağır bir bedensel yaralanma gerçekleştiği takdirde, zarara uğrayan tarafın annesi, babası, eşi, çocukları ve nişanlısı tarafından da trafik kazası tazminatı davası açılabilir. Ancak bu kişiler tarafından açılacak olan tazminat sadece manevi tazminat davası olabilir. Yargıtay ağır bedensel yaralanmayı, yaralanan kişinin uzuv kaybı yaşaması veya hayati fonksiyonlarını yerine getirememesi şeklinde değerlendirmektedir.
Ölümlü olarak gerçekleşen trafik kazalarında ise, ölen kişiden yaşarken destek alan her bir kimse maddi ve manevi tazminat davası açabilmektedir. Ölen kişi evli ise eşi ve çocuklarına, bekar durumda ise anne ve babasına destek olduğu kabul edilmektedir. Yani, bu kimseler ölenden fiilen de destek aldıklarını mahkemeye ispat etmek zorunda değillerdir. Ölen kişinin, nişanlısı ve diğer yakınlarının tazminat davası açabilmeleri destekten yoksun kaldıklarını ispat etmeleri gerekmektedir. Bu şekilde bir ispatın varlığı halinde mahkeme bu taraflara da tazminat ödenmesini kararlaştırabilir.
Trafik Kazası Sebebiyle Kimlere Karşı Tazminat Davası Açılabilir?
Trafik kazası hukuki nitelik itibari ile haksız fiil olarak kabul edilir. Bu sebeple de maddi ve manevi tazminat davası haksız fiilin sorumlularına karşı açılır. Bununla beraber trafik kazalarında haksız fiili bizzat işleyenlerin dışında başka tazminat sorumluları da bulunmaktadır. Trafik kazası sebebiyle ölüm, yaralama veya herhangi bir mal varlığı zararı bulunduğu takdirde şu kişilere karşı dava açılabilir;
– Aracın Sürücüsü: Trafik kazasında kusurlu durumdaki araç sürücüsü aleyhine tazminat davası açılabilir.
– Aracın Sahibi: Araç sahibi, kural olarak aracın işletenidir. Bu sebeple trafik kazasını yapan kişi olmasa da tazminat sorumluluğu bulunmaktadır.
– Aracın İşleteni : Trafik kazasına karışmış durumda olan araç işleteni de oluşan tüm zararlardan sorumludur. Bu sebeple bunların da tazminat sorumluluğu vardır.
– Sigorta Şirketi: Trafik kazasına karşılan aracın Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) ve / veya İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası (Kasko Sigortası) hangi sigorta şirketine yaptırılmışsa, o sigorta şirketi de ölüm, yaralanma ya da diğer meydana gelen zararlardan sorumludur.