Miras Taksim Sözleşmesinden Doğan Davalar
- 20 Temmuz 2016
- Yayınlayan: Avukat Devrim Bozkurt
- Kategoriler: Medeni Hukuk, Miras Davaları, Miras Hukuku
TEREKE PAYLAŞIMINA İLİŞKİN MİRAS TAKSİM SÖZLEŞMESİ DAVALARI
Miras bırakan kişinin (müteveffanın) vefatının ardından yasal varisler kendi aralarında anlaşarak mirasa konu menkul – gayrimenkul (taşınır – taşınmaz) malvarlığının (miras hukukundaki tabiri ile tereke’nin) tümünü veya bir kısmını paylaşabilirler. Miras mallarının (terekenin) paylaşımına ilişkin düzenlenecek sözleşmenin yazılı olması yeterlidir. Noter tarafından düzenlenmesi zorunlu değildir. Ancak ispat kolaylığı ve özellikle tapuda işlem (tescil, intikal, feragat vb.) yapılması gereken durumlarda Noter sözleşmesi tercih edilecektir. Noterlikçe düzenleme şeklinde yapılacak sözleşmede nelere dikkat etmeli? Özellikle devre konu taşınmaz veya taşınmazların tapu sicil kayıtlarının (ada, pafta, parsel) tam ve doğru olarak yazılmasında yarar vardır. Avukata danışmak her zaman yararlıdır.
Miras taksim sözleşmeleri çoğunlukla birbirlerine akraba olan kimseler arasındadır. Ama nadiren de olsa vasiyetname yoluyla mirasçı tayin edilen kişilerin katılımı ile gerçekleşmektedir.
- Akrabaların başlangıçta anlaştıkları hususlarda sonradan aralarında anlaşmazlığa düşmeleri,
- Taksim sözleşmesi hükümlerini uygulamak istememeleri,
- İmzaladıkları sözleşme nedeniyle sonradan pişman olmaları,
Gibi durumlar uyuşmazlığa neden olmaktadır. Böylece “Miras Taksim Sözleşmesinden Doğan Davalar” olarak adlandırdığımız türden davaların açılması söz konusu olmaktadır.
Miras Taksim Sözleşmesinden Doğan Davaların başlıca örnekleri aşağıdaki gibidir:
– Miras Taksim Sözleşmesi gereği tapu iptal ve tescil davaları:
Sözleşme hükümlerine aykırı bir tescil yapıldıysa bunun iptali talepli davalar. Veya sözleşme gereği tapuda devri gereken (ev, arsa, daire, tarla, işyeri, dükkan vb.) taşınmazın tescili için açılan davalar.
– Miras Taksim Sözleşmesinden doğan alacak davası:
Miras taksim sözleşmesinin tarafları terekeye dahil olan menkul malvarlığı (nakit para, mevduat, hisse senedi, altın, ziynet eşyası vb.) için aralarında yaptıkları anlaşma gereği kendilerinde kalmaları gereken ancak diğer bir mirasçının elinde olan kısmının tahsili için dava açabilirler. Veya aralarındaki anlaşma gereği denkleştirme esasına göre bir mirasçıya bırakılan taşınmaz karşılığında diğer mirasçılara belli bir miktar para ödenmesi gerekir. Ödemeye yanaşılmaması halinde ne olur? Sonuç olarak miras taksim sözleşmesine dayalı alacak davası açılacaktır.
– Miras Taksim Sözleşmesinin iptali davası:
Miras taksim sözleşmesinin tarafları;
- Sözleşme yaparken hataya düştükleri,
- Sözleşmenin esaslı unsurları hakkında yanıldıkları,
- Kandırıldıkları,
- Veya tehdit ve korkutma vb. nedenlerle istemedikleri halde sözleşmeyi imzaladıkları,
İddiasında iseler mahkemede dava açabilir. Bu davada miras taksim sözleşmesinin iptali ve geçersiz sözleşmeye dayalı olarak verilenlerin iadesi istenir. İptal davaları bir yıllık hak düşürücü süreye tabidir.
- Hata veya hilenin fark edildiği,
- Tehdit ve korkutmanın ortadan kalktığı veya tesirini yitirdiği,
Andan itibaren en geç bir yıl içinde davanızı açın. Sözleşme gereği taraflardan birinin eline geçen diğerlerine nazaran aşırı (fahiş) miktarda fazla ise “aşırı yararlanma” (eski tabiriyle gabin) nedenine dayalı olarak iptal istenecektir.
Burada aktarılan bilgiler genel niteliktedir. Mutlaka bir miras avukatı yardımı almayı ihmal etmeyin.
Miras Taksim Sözleşmesinden doğan iptal davasına ilişkin dilekçe örneği var mı?
Örnek Dilekçe için aşağıdaki linki tıklayınız:
Miras Taksim Sözleşmesinin İptali için Dava Dilekçesi örneği
Türk Medeni Kanunu’nun mirasla ilgili hükümleri 495-682. maddeler arasındadır. İncelemek isteyenler için Kanunun tam metni aşağıda pdf formatında sunulmaktadır.
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu Tam Metni
Mevzuatın güncel (en son değişiklikleri içeren) halini her zaman kontrol edin. http://www.mevzuat.gov.tr/ adresinden ilgili mevzuatı pdf veya word formatında indirebilirsiniz.
Unutmayın, hukuki konularda doğru bilgi almak ve haklarınızı korumak için bir avukata danışmak en doğru yöntemdir.