İsim Değiştirme Veya Soyadı Değişikliğinin Hukuki Niteliği

Kişi varlığı hakkı kapsamında isim ya da soyadı değiştirme başvurusunda bulunulabilmektedir. Toplum içinde ve yasal işlemlerde kullanılması sebebi ile de bu değişiklik bazı prosedürlere tabii tutulmaktadır. Öncelikle bu davanın açılmasında haklı bir sebep aranmaktadır.

İsim ve soyadı değiştirme davaları oldukça hızlı ilerleyen bir süreci kapsamaktadır. Davanın açılması ve seyri için gerekli işlemler doğru yapıldığı taktirde dava birkaç celsede sonuçlanmaktadır. Buna göre, dava sonucu en geç ikinci celsede ilam edilmektedir. Bu da 3 ay ile 5 ay arasında geçen bir mahkeme sürecini kapsamaktadır.

Davanın Açılması İçin Kabul Gören Sebepler

Türk Medeni Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca isim ve soyadı değişim davası haklı sebeplere dayandırılarak açılmak zorundadır. Burada mahkeme tarafınca kabul görünene haklı dava sebepleri ise oldukça geniş bir yelpazeyi barındırmaktadır. Kişinin ruhsal olarak ismini benimseyememiş olması dahi isim değiştirmek için başvuru yapmasına yetecek bir sebeptir.

İsmin toplum içerisinde alay konusu olması ya da geçmişte yaşanmış olan travmatik hikayeler dava için kabul edilebilir gerekçeler arasındadır. Öte taraftan kişinin mevcut isminin kötü şeylerle ilişkilendirilmesi ve mesleki durumlar da isim değişikliği davası açımında etkilidir.

Dava İçin Görevlendirilen Kurum ve Makamlar

İsim ve Soyadı değişikliği davaları ancak ilgili kişi ya da bir avukat aracılığı ile açılabilmektedir. Davayı avukatın açtığı durumlarda davacının avukata özel yetkili vekalet vermesi gerekmektedir. Henüz reşit sayılmayan bireylerin davası ise vasileri tarafından açılabilmektedir.

İsim ve soyadı davalarında yetkili kurum Asliye Hukuk Mahkemesi olarak belirlenmiştir. Davanın davacı kişinin ikamet ettiği bölgedeki Asliye Hukuk Mahkemesine müracaat edilerek açılması gerekmektedir. İlgili mahkemede davalı koltuğunda ise Nüfus Müdürlü tarafınca belirlenen bir memur oturmaktadır.

İsim Değiştirme Davasının Açılması İçin İstenilen Belgeler

İsim ve soyadı davası nüfus kayıtları incelenerek devam ettirilen bir süreçtir. Bu sebeple dava açımı için ekstra istenilen bir belge bulunmamaktadır. Bunun yanı sıra değişiklik talebi belgelenebilecek bir evrak ile desteklenebiliyorsa bunun dava dosyasına eklenmesi gerekmektedir. Değişiklik dayanağı bu durumlarda dava için bir delil olarak kabul edilmektedir.

Mevcutta kullanılan kimlik bilgileri, iş veya sosyal hayatta bir karışıklık yaratmışsa bunun da dosyaya eklenmesi gerekmektedir. Bunun dışında dava süresince tanık beyanlarına da başvurulmaktadır. Açıkça komik bulunmayan veya kötü çağrışım yapmayan isimler için tanık ifadesi etkin bir rol üstlenmektedir.

İsim Değiştirme ve Düzeltme Davası Karışıklığı

İsim değiştirme ve isim düzeltme davaları temelde aynı hukuki niteliğe sahiptir. Ancak isim ve soyadı değiştirme davalarında kimlik bilgileri tamamıyla değiştirilmektedir. Öte yandan düzeltme davalarında sıfırdan değişiklik yapılması söz konusu değildir. Bu davalarda isim ya da soyadında bulunan basit imla ve harf hataları giderilmektedir.

Düzeltme davaları değiştirme davalarına nispeten daha kolay ve kısa sürede ilerlemektedir. Hatta bu davalarda çoğu zaman tanık ifadesine dahi başvurulmamaktadır.

İsim ve Soyadı Değişikliği Başvurusunda Dilekçe Yazımı

İsim ve soyadı değişikliği davası için başvuru dilekçesi diğer davalarınki ile aynı prosedürde yazılmaktadır. Burada farklı olan tek şey davalı bölümüne yazılacak isim karmaşası olmaktadır. Dava açan kişiler çoğu zaman davalı olarak ebeveynlerinin ismini yazmaktadır. Ancak bu çok sık düşülen bir hatadır. İsim değişikliği davalarında davalı Nüfus Müdürlüğü tarafından atanan bir memur olarak kabul edilmektedir. Bu sebeple de dilekçede davalı kısmına Nüfus Müdürlüğü yazılması yeterli olmaktadır.

İsim ve Soyadı Değişikliğinde İptal Başvuruları

Medeni Kanun’da yer alan maddeye göre bu değişiklikten zarar gören kimseler karara itiraz etme hakkına sahiptir.  Değişikliğin iptali uyarınca yapılan bu itirazlar isim değişikliğinden sonraki 1 yıl içerisinde yapılmak zorundadır. Aksi taktirde itiraz başvuruları içerisinde geçen sürede karar, zamanaşımına uğramış sayılmaktadır. İtirazın geçerli olabilmesi ise kişinin uğradığı zararın kabul edilebilir ya da ispatlanabilir olmasına bağlıdır.

İsim ve Soyadı Değişikliğinden Sonra İzlenmesi Gereken Prosedürler

Türk Medeni Kanunu’nun 27. Maddesi incelendiğinde isim ve soy isim değişikliğinin neleri kapsadığı anlaşılabilmektedir. İlgili madde uyarınca bu değişiklik diğer kimlik bilgileri üzerinde bir değişime sebep olmamaktadır. Yani, kimlik kartı üzerinde yer alan; medeni hal, doğum tarihi ya da aile sırası aynı kalmaktadır.

Soyadı değişikliği erkek tarafından evliyken yapılırsa bu değişiklik eş ve çocukları da kapsamaktadır. Yani kadının ve reşit olmayan çocukların soyadı mahkeme kararından sonra otomatik olarak değişmektedir. Bunun için tarafların herhangi bir başvuruda bulunmasına gerek duyulmamaktadır.
İsim veya soyadı değiştirme davaları sonuçlandıktan sonra bunun ilamı ve gerekli değişikliklerin talimatı ilgili mahkemenin görevidir. Mahkeme, değişikliği yerel ve ulusal gazetelere bildirerek ilanın yapılmasını sağlar.



Yazar: Avukat Devrim Bozkurt
Avukat Devrim Bozkurt 1998 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden mezun oldu. 2000 yılından bu yana İstanbul Barosuna 23961 sicil numarası ile kayıtlı serbest avukat olarak çalışmaktadır. Avukatlık mesleğine kendisine ait DB Hukuk Bürosunda gerçek ve tüzel kişilere yasal danışmanlık ve dava takibi gibi hukuk hizmetleri vererek devam etmektedir.